YORGUNLUK MU DEPRESYON MU?
"Yorgunum" sözcüğü, hemen hepimizin zaman zaman yaşadığımız olağan bir durum.
Sözcük, çoğumuzda belki yoğun iş temposundan, belki uzun sürmüş sportif bir aktiviteden, belki iş çıkışı maruz kaldığımız akşam trafiğinden ya da süpermarkette yaptığımız alışverişten sonra hissettiğimiz kas ağrısı ve ilişkili belirtilerle giden fiziksel bir tükenmeyi çağrıştırıyor olsa da; aslında içinde ruhsal yorgunluğu da barındıran bir kavram.
Ben burada yorgun hissetmenin ruhsal tarafına biraz değinmek istiyorum zira bazen klinik uygulamalarım sırasında depresyonun bir belirtisi olarak da karşılaştığım "yorgun olma" durumunun depresyona işaret etmediği halleri de bir gözden geçirmek gerektiğine inanıyorum. Elbette doğrudan klinik depresyonun belirtisi olduğu haller de var ki, bence gözden kaçırılmaması gerekiyor. Özellikle de biz ruh sağlığı alanında çalışan bireyler tarafından.
Yapılan pek çok bilimsel araştırmada, depresyondaki bireylerin önemli bir kısmının fiziksel yorgunluktan şikayetçi olduğu zaten bildiriliyor. Öyle ki, kimi araştırmalar depresyonda yorgunluk görülme sıklığının %90'lar civarında olduğuna vurgu yapıyor. Yani öyle nadir görülen belirtilerden değil. Peki, her yorgunluk, hem fiziksel hem ruhsal anlamda elbette, depresyon anlamına mı geliyor? Gelin bu konuyu buradan yola çıkarak ele alalım.
Belirli bir zaman dilimine yayılmış, geçmeyen, azalmayan, süregiden bir yorgunluk hali söz konusu olduğunda, işte tam da bu noktada, yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkış şekline bir göz atmak lazım. Çünkü bu belirtiler, yeni başlayan fiziksel ya da ruhsal bir hastalığın ön belirtisi olma potansiyeli taşıyabilirler. Ayırıcı tanıyı yapabilmek için cevaplanması gereken sorular var:
1. Yorgunluk şikayeti o sırada var olan bir depresif atağın öncesinde ya da sonrasında mı ortaya çıkmış?
2. Yorgunluk şikayeti o sırada var olan bir depresif atağın parçası olarak mı yoksa fiziksel bir hastalığa ikincil olarak mı ortaya çıkmış?
3. Kişi gece kaliteli bir uyku uyuduğunda dahi yorgunluk şikayeti devam ediyor mu?
4. Yorgunluk geçici olarak mı ortaya çıkıyor yoksa kişi bunu sürekli mi yaşıyor?
5. Depresyon tedavisine rağmen kişinin yorgunluk şikayeti hala devam ediyor mu?
Kişinin yorgunluk şikayetinin depresyonla ilişkisi olup olmadığının ortaya koyulabilmesi için öncelikle o sırada var olan depresyon atağının yorgunluk ile olan zamansal ilişkisine bir bakmamız lazım; hangisi önce başlamış? Diğer taraftan, depresyon tedavisine başladıktan sonra kişinin yorgunluk şikayetinde bir değişiklik olacak mı izlemek şart. Tedaviye yanıt veren ve iyileşen bir depresyon atağında yorgunluk hala devam ediyorsa dikkat! Zira, yorgunluk depresyon atağının bir parçası olduğunda, eğer tedaviyle iyileşme sağlandıysa, diğer depresyon belirtileri gibi yorgunluk da iyileşmiş olmalıdır. İyileşmeyen bir yorgunluk, belli ki depresyonla ilişkili değil, ayrı bir klinik antitedir; altta yatan fiziksel bir hastalık yoksa, bu durum kuvvetle muhtemel "Kronik Yorgunluk Sendromu" dur. Bu sendrom maalesef kişilerin depresyonda olmadıkları halde yanlışlıkla depresyon tanısı almalarına neden olabilmektedir.
Kronik yorgunluk sendromunda depresyonda pek görmediğimiz bazı fiziksel belirtiler görürüz; eklem ağrıları, hassas lenf düğümleri, kas ağrıları ve boğazda yanma gibi. Ama bana göre esas ayırıcı nokta bunlar değil; kişinin ilgi, istek ve motivasyonudur. Zira, depresyondaki bir kişi, hem kendini yorgun hissetmektedir hem de keyif veren herhangi bir sosyal aktiviteye katılmak konusunda istekli de değildir ve bu nedenle sosyal işlevselliği bozulmuştur. Oysa kronik yorgunluğu olan kişilerin ilgi ve isteklerinde bir azalma yoktur; bilakis keyif veren aktivitelere katılmak konusunda istekli oldukları halde kendilerinde bir türlü o enerjiyi bulamazlar, yorgun oldukları için sosyal işlev kaybı yaşarlar.
Diğer taraftan, kronik yorgunluk sendromu yaşayan bireyler de depresyona girebilirler ve bu durumda depresyon ve kronik yorgunluk sendromunu birbirinden ayırt etmek klinik açıdan çok zor olabilir. Bu iki durum bir arada olduğunda haliyle yaşanan yorgunluğun düzeyi de daha şiddetli olacaktır. Depresyonu tedavi etmek için verilen ilaç tedavileri de kronik yorgunluğu artırabilmektedir. Bu tür olgularda hastanın uyku kalitesini düzeltmeye yönelik yapılacak manevralar yorgunluğu azaltmada oldukça etkili olmaktadır.